ADIYAMAN GÖLBAŞI İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Öğretmenler Günü İlçemiz Gölbaşında Çoşkuyla Kutlandı.

Öğretmenler Günü ilçemizde çeşitli programlarla kutlandı.
Öğretmenler Günü İlçemiz Gölbaşında Çoşkuyla Kutlandı.

Program, Hükümet Konağı önünde düzenlenen çelenk sunma töreni ile başladı. İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün iki genç öğretmenle birlikte çelenk sunma töreninin aranından,  Yunus Emre Anadolu Lisesi sekreteryasında  Gölbaşı Belediyesi Konferans Salonu´nda Öğretmenler Günü kutlama programı düzenlendi. Günün anlam ve önemini ifade eden İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ali Şeyh ÖZDEMİR, konuşmasında:

Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder M. K. Atatürk’ün Millet Mekteplerini açıp, Başöğretmenliği kabul buyurduğu gün olan 24 Kasımlar, ülkemizde “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. Alnındaki ışığını kaybetmeyen tüm öğretmenlerimize kutlu olsun!..


            Bu mutlu günümüzde bizleri yalnız bırakmayan, siz saygıdeğer mülki ve İdari erkâna, tüm eğitim teşkilatımız adına, şükranlarımı arz ediyorum.

 

            Başöğretmenimiz M. Kemal ATATÜRK, bir vecizesinde:

“Toplumların uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.” Diyor. Sadece bu söz bile, öğretmenlik mesleğinin önemini anlatmaya kâfidir sanırım. 

         Kalkınıp, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yere ulaşabilmek için, bir başka söyleyişle: Atatürk’ün gösterdiği hedef olan “Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne” çıkabilmemiz için, eğitime gerektiğinden de fazla önem vermeli ve bu alanda yapılan yatırımları artırmalıyız. Sadece güzel kanunlar çıkarmak, yeni ekonomik sistemler geliştirmek, bir ülkeyi ileri milletler düzeyine çıkaramaz. Bu kanunları, sistemleri uygulayabilmeniz için, devletin her kademesinde, eğitilmiş insana ihtiyacınız olacaktır. İşte eğitim, bu eksikliği giderecek ve kalkınma yolundaki hızınızı artıracaktır. 

 

        Eğitime önem vermenin yolu da öğretmenden geçer şüphesiz... Çünkü eğitimin temel taşı, dinamosu, esası öğretmendir. Öğretmen, kuru kuruya bilgi aktaran bir robot yahut da ezberlediği ansiklopedik bilgileri durmadan tekrarlayan bir papağan değil; öğretmen: vatandır, bayraktır, millettir ve hürriyettir. Öğretmen; mesleki erdem ve ahlâkıyla onurunu her şeyin üstünde tutan baharda çiçek, kışta güneş, yazda serinleten rüzgârdır. Öğretmen: kinin, husumetin, düşmanlığın ve hasedin yer edinemediği bir sevgi çağlayanıdır. 

            Bu yönüyle öğretmen, mukaddes çileye soyunmuş bir gönül eridir. Onun malzemesi insan olduğu için, görevinin kutsiyeti bin kat daha artmakta ve aynı zamanda da zorlaşmaktadır. Çünkü insana şekil vermek; ağaca, demire, kâğıda, kumaşa, hamura şekil vermek kadar kolay bir iş değildir. Öğretmenin malzemesi; düşünen, konuşan, duygulanan ve “eşref-i mahlûkat” olan insan olduğu için, bu malzemeye şekil vermek zordur. İşte bundan dolayıdır ki: 

            “Dünyanın her yanında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve en değerli varlığıdır.” 

            Öğretmenlik mesleğinin kutsiyetinden, öğretmenin fedakârlığından bahsederek kıymetli zamanlarınızı almayacağım. Bu mesleğin kutsallığı ve öğretmenin fedakârlığı tartışılmayacak kavramlardır. Ben, bu fırsatı biraz da kendimize ayna tutarak, öz-eleştiri yaparak değerlendirmek istiyorum. 

           SAYGIDEĞER  MESLEKTAŞLARIM, 

            Hepimiz köleyiz… 
            Kendini efendi sananların mesleği değildir öğretmenlik. 
            Öğretmenlik; kendini bu vatanın, bu milletin, bu çocukların kölesi sayanların mesleğidir. 
            Öğretmenlik; kendini Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk Halkının ve Türk gençlerinin hizmetkârı sayanların mesleğidir. 
            Öğretmenlik, “Bir insan yetiştirmek, yeni bir dünya keşfetmektir! ” diyebilenlerin mesleğidir. 
            Öğretmenliği, sadece devlet memurluğunun dar kalıpları içerisinde görenler, bu mesleği hakkiyle idrak edemeyenlerdir. Zira öğretmen, sadece mesainin belirli kalıpları içerisinde görev yapan değildir. Onun mesaisi bir ömürdür. Bizim rüyalarımız bile, öğrencilerimizle, okulumuzla, ders araç ve gereçlerimizle doludur. Bu yönüyle, rüyalarını eğitim-öğretimden uzaklaştırmış olanlar kendilerini sorgulamalıdırlar. 

            Bence asıl mesele, bir insan yetiştirebilmenin hazzını duymakta yatmaktadır. Yaratılmışların en şereflisi olan insanın, şerefini daha da yüceltecek bir eğitim sürecinde, ona katkı sağlamak, onu, yaratılışının özüne uygun bir biçimde geliştirmeye çalışmak, sonra da eserinin mükemmeliyeti karşısında “Bu çorbada benim de tuzum var!” diyebilmenin mutluluğu, inanın ki başka hiçbir şeyde yoktur. 

            “Bu adam olmaz, bundan adam olmaz! ” demek, ön-yargılara teslim olmak ve bir çocuğu daha, suç makinesi haline gelmiş sokaklara salmak demektir. Oysa öğretmen, ön-yargılardan kurtulmuş, çetin yolculuklar için kollarını sıvayarak, dinlenmemek üzere yola çıkandır. O, adam olacakların bir biçimde kendi yolunu çizebileceğini bilen, aslolanın adam olmayacakları adam etmekten geçtiğini kavrayandır. 

            Öğretmen; ışığını kaybetmeyen, her çocukta kan alacak bir damarın olduğuna inanarak, kan alacak damarı bulabilendir. Öğretmen; ideolojisini, siyasi düşüncesini, sendikasını asla ve kata mesleğinin önüne geçirmeyendir. Onun için, mesleği olan öğretmenlik, her türlü kavramın üstünde ve önündedir. Elbette ki öğretmen, tarafsız değildir. O: ülkesinin, vatanının, devletinin, bayrağının ve mukaddes değerlerinin yanındadır. Bu vatana, bu bayrağa, bu millete düşman olan her unsur, öğretmenin de düşmanıdır.

 

SAYGIDEĞER ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIM,


            Teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği çağımızda, öğretmenliğin etki gücünün azaldığını düşünenlerin aksine ben, bu gelişmişlikle öğretmenliğin etkisinin daha da arttığını düşünüyorum. Teknolojiyi iyi kullanan bir öğretmen, daha da başarılı olacaktır. Bu teknolojiyi iyi kullanmayı öğreten bir öğretmen, öğrencisini daha donanımlı ve daha kolay yetiştirecektir. Zira teknoloji, doğru ve yerinde kullanıldığında öğretmenin işini çok kolaylaştıran bir araç olmaktadır. Günümüzde, bunu başarılı bir şekilde yerine getiren arkadaşlarımız, üstün kabiliyetli öğrenciler yetiştirebilmektedir. Bugün, eğitimi daha görsel bir hâle getiren teknolojik gelişmeler, eğitim-öğretim için çok önemli bir fırsat yaratmıştır. Bakanlığımız da bu konuya çok büyük bir önem verip, okullarımızı; halkın “akıllı tahta” dediği etkileşimli tahtalarla, tablet bilgisayarlarla donatıyor. Bu gün, sabit telefonun bile olmadığı yerlerdeki okullarımızda uydu bağlantılı internetlerimiz var. İnterneti, bilgisayarı bulunmayan okulumuz yok. İnşallah, bu öğretim yılı sonuna kadar, sınıflarında etkileşimli tahtası ve öğrencilerinde tablet bilgisayarları bulunmayan okulumuz da kalmayacak.

Benim öğretmenim, bu imkânlardan yararlanıp, derslerini bu aletlerle destekleyerek eğitimdeki başarısını daha da artıracaktır. Çağın gereği de, gerçeği de budur. 

 

            SAYGIDEĞER MÜLKÎ VE İDARÎ ERKÂN, KIYMETLİ MESLEKTAŞLARIM, 

 

            Kitap ve okumak, elbette ki her insan için önemli ve vazgeçilmezdir. Ama öğretmen için kitap, damarındaki kandır. Öğretmenin kalbidir kitap. Herkes okuyacak, herkes kitabı hayatına sokacak. Fakat öğretmen, daha çok okuyacak ki kendini yenilesin. Kendini yetiştirememiş, geliştirememiş bir insan, başkalarını nasıl yetiştirir, nasıl geliştirir ki? ... Kitaptan kopmuş bir öğretmen: kördür, topaldır, sağırdır; yüreğini yitirmiştir! ...

            
             DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM, 

 

            Geleceğin Türkiye’si sizlerin ellerinde şekillenecek. Çok büyük bir sorumluluk, çok büyük bir iş, çok zor ama çok da kutsal bir görev bu! ... Gülü hedefleyen yolculukta, dikenlerin lafı mı olur? Sonucunda Türkiye’yi kazandırmak, bu vatanın, bu ülkenin gelişmişliğine imza atmak varsa, çileden söz edilebilir mi? ... Daha çok çalışacağız, daha fazla gayret edeceğiz ki yarınlarımız aydınlık olsun.

Gölbaşı’mız, eğitim-öğretimde ilimizin en başarılı ilçesi. Ama Türkiye geneli ölçü alındığında bu grafik düşmeye başlıyor. İl genelindeki bu başarımızı, ülke geneline yaymalıyız arkadaşlar. Bu da sizlerin gayretli çalışmalarıyla olacaktır. Hepimizin hedefi aynı: Eğitilmiş insan sayısını arttırarak, Turkiye Cumhuriyeti’ni hak ettiği medeni milletler düzeyine ulaştırmaktır. 
           

            Mesleğe yeni başlayan arkadaşlarıma başarılar dileyerek “Hoş geldiniz! ” diyor, başarılı çalışmalarını beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Emekli olup, aramızdan ayrılan saygıdeğer büyüklerimize esenlikler diliyor, mesleğini icra ederken şehit edilen merhum arkadaşlarımıza ve ebediyete irtihal eden tüm öğretmenlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. 

 
            Sözlerimi, Baş Öğretmen’imiz M.K. ATATÜRK’ün öğretmenlere hitaben yaptığı bir konuşmada sarf ettiği şu veciz ifadeyle bitirmek istiyorum: 

            “Hanımlar, Beyler! Ordularımızın kazandığı zafer, siz öğretmenlerin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı. Hakiki zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve mutlaka kazanacaksınız.” 

 

            Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. dedi.

 

            İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün konuşmanın ardından stajyerliği kalkmış öğretmenlerimiz için yemin töreni düzenlendi.

 

           24 Kasım Öğretmeler Günü kapsamında, Kaymakamımız Sayın Murat ZADELEROĞLU ve Belediye Başkanı Sayın Yusuf ÖZDEMİR tarafından, İlçemizde görev yapan en kıdemli ve en kıdemsizlerden oluşan bir grup öğretmen, öğretmen sendikası başkanları ve bir grup emekli öğretmene  ilçe protokolüyle birlikte, akşam yemeği verildi. 

 

            25 Kasım günü yatsı namazını müteakiben, Gölbaşı Anadolu İmam Hatip  Lisesi tarafından, Şehit Öğretmenlerimize Yeni Camide Mevlit okutulup ardından hatim duası yapıldı.

 

26-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-201526-11-2015
26-11-2015
26-11-201526-11-201526-11-201526-11-2015

 

 


26-11-201526-11-2015
 

Cumhuriyet Mah. Gazi Cad. No171 Gölbaşı/ADIYAMAN - 04167816040

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.