“Kimi der ki kadın

uzun kış gecelerinde yatmak içindir.

Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde

dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.

Kimi der ki hayalimdir.

Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki hamur yoğuran,

Kimi der ki çocuk doğuran,

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.

O benim kollarım, bacaklarım.

Yavrum, annem, karım, kız kardeşim hayat arkadaşımdır.”

            Kadına şiddetin çarşaf çarşaf boy gösterdiği şu günlerde, DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’nün daha anlamlı olduğu kanaatindeyim. Bu bağlamda, DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’nün tüm kadınlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.

Sadece bir gün değil, bir ömür kadınlarımızındır aslında. Ancak, onların sorunlarını dile getirme, onları gündemde tutma adına da olsa, bir günün kadınlarımıza ayrılmasını da önemli buluyorum.

İnsanı, kadın ve erkek diye yaratıp ikisini birbirini tamamlayan elmaların yarısı olarak dünyaya getiren Yüce Allah, her iki cinsi birbirine muhtaç olarak halk etmiştir. Bu mucizevi yaratış bile, her iki cinsin eşitliğinin bir göstergesi olmaya yeterlidir. Bugün, yeryüzünde daha çok ezilen, daha çok horlanan, daha çok hakları ellerinden alınıp gasp edilen, daha çok şiddete uğrayan kadınsa, burada suçlu erkek ya da kadının zayıflığı değildir. Kadını ezen, horlayan, şiddete maruz bırakan beşeri özelliklerini yitirip vahşileşmiş insandır. Oysa Peygamber Efendimiz:
            “Siz, onları Allah’ın bir emâneti olarak aldınız. Onlara şefkatle muâmele ediniz!”  ve “En üstün Müslüman, hanımına en iyi davranandır.” diye buyurarak İslâm dininin kadına bakış açısını ifade buyurmuştur.

Bugün, Doğu toplumlarında kadın, hakları ellerinden alınarak mağdur edilmekte baskı ve şiddete maruz bırakılmaktadır. Oysa kadın, temel hak ve hürriyetlerini, kişiliğini, varlığını, diri diri gömülmekten kurtuluşunu Doğu’da ve İslâm’la kazanmıştır. Maalesef İslâm’ı işine geldiği şekilde yorumlamak isteyen, İslâm’ı anlamayan, ama her platformda Müslüman olduğunu iddia eden, dininin bilincinde olmayan, cahil bir güruh tarafından kadının sosyal hak ve hürriyetleri ellerinden alınmak istenmekte, şiddete, baskıya maruz bırakılmaktadırlar.

Modern Batı toplumlarında, sözde çağdaşlaşmış kadın ise, kişiliğinden soyutlanarak dişiliğiyle ön-plana çıkarılmak istenmiş, sadece bir mal, bir ticaret aracı, bir reklâm metaı haline getirilmiştir. Bu tarz kadın, kadınlığından o kadar soyutlanmıştır ki - çocuğu için en vazgeçilmez, en hayati bir besin kaynağı olan-  anne sütünü bile ‘estetiğim bozulur!’ diyerek çocuğundan esirgemeye başlamıştır. Annelik vasfından tutun da çok önemli özelliklerini kapitalist düzen içerisinde yitiren kadın, kendini aile kavramından da soyutlamıştır.

Oysa kadın: Anadır, yârdır, yarendir. Nesil onunla devam eder. Çocuk, onun şefkat ve merhamet yüklü kucağında kişiliğini bulur. O, beyi için hem sevgili, hem candan bir dost ve arkadaştır. Bu üç unsur aynı zamanda, milletimizin kadına yüklediği kutsal özellikleridir. Bu özelliklerin varlığı kadını yücelmekte, yokluğu ise kadını alçaltmaktadır.

Türk Kadınına önemli hakların verilmesini sağlayan Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bir konuşmasında: "Türk kadını dünyanın en aydın, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır." demiştir. Atatürk: "Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah´ın emrettiği şey, erkek ve kadının beraber olarak ilim ve bilgiyi kazanmasıdır." sözü ile toplum hayatında kadının önemini belirtmiştir.

            Bugün tarlada amelelik, fabrikada işçilik, kamuda memurluk, evde annelik, yârlık, yarenlik yapan, gece-gündüz demeden fedakârca çalışarak yuvasını ayakta tutmaya gayret eden cefakâr kadınlarımızın önünde saygı ile eğiliyor, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü sağlık, mutluluk ve başarılara vesile kılmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

                                                                                                                                      Ali Şeyh ÖZDEMİR

                                                                                                                              Gölbaşı Millî Eğitim Müdürü